Milleti mutlu edecegim diye kendinden gecmis tipler
vardir ya iste onlardan biri de benim. Biraz arastirdim da ‘Mennun edici
Hastaligi’ meger bir tek bende yokmus.
Biz ‘memnun ediciler’ kendi vazifemiz olmayan ne varsa
ustumuze aliriz, daha kimse yardim istemeden dunden raziyizdir angaryaya. Armut
pis agzima dus misali ‘nasil sorsam nasil soylesem kabul eder mi ?’ diye
kivranmadan gelen teklifin, degeri bile yoktur cogu zaman onlarin gozunde
hayatlarini kolaylastirmamizin.
Bir de bakmissin o yardim ettigimiz sey gorevimiz
oluvermis bir sure sonra.
Benim gibiler cevabimiz ‘hayir’ olsa bile ‘evet’
cikar agzimizdan.
Cikarcilar da bunu cok guzel kullanirlar.
Ben kolayca hayir diyebilmek istiyorum artik.
Bunun da ozgurlugumun bir parcasi oldugunu anladim
sonunda.
Tipki Susan B.Anthony’in* dedigi gibi ‘Kartopu gibiyim
yuvarlandikca buyuyorum’ ben de buyudum cig olup uzerinize dusmiim
(dusmeyeyim).
Gercekten ne istedigimizi ve nasil hissettigimizi
analiz ederek baslamak en dogrusu sanirim. Cunku ne hissettigimizi ne arzu
ettigimizi baskalariyla paylasmadan once kendimize itiraf edebilmeliyiz.
Mesela ask istemek guven ve yalnizlik korkusu mudur?
Yoksa yetiskinligin dogasindan midir? Neyse bu uzun konuyu ayrica
yazarim..
Saglikli iliskilerde, kendimize saygimiz vardir en
basta.. Evet veya hayir derken ne sucluluk duyariz ne kizginlik ne korku.
Saygisizlik da yapmayiz ama kendimize yapilan saygisizliga da tacize de
dur demesini biliriz. Ortada bir sorun varsa eger bizden mi karsi taraftan mi
kaynaklandiginin bilincindeyizdir, bizimse sorumluluk alir degilse de karsi
tarafin sorununu kendimizinmis gibi kabullenmeyiz. Sorumluluklarimizi
paylasir karslikli anlayis icinde, ozgur ,huzurlu ve guvenli oluruz.
Ote yandan paspas olmussak bir kere herkese, herseye
evet der cikarciliga, saygisizliga ve tacize goz yumariz. Tartismalardan
kacindigimiz gibi baskalarinin hatalarini gormezden gelir ve sadece
etrafimizdakileri memnun etmege ugrasiriz.
Ben yazmaya basladim hislerimi, zaten genelde insan en
cok uclardayken verimli kararlar alir ya, iste istemeden evet dedigim
zamanlarda artik kendi mutsuzlugumla savasmaktansa sucluluk duymadan hayir
demeyi ogrendim.
Esin, arkadasin veya annen dahi sen sucluluk duymadan
hayir diyemeyecegin birsey istediklerinde hemen yanit vermeyip kendine zaman
tani bu zaman zarfinda insanlarin senden beklentileri degil senin icinden
gelen neyse onun kararini verip yanitini bildir.
Beklentileri karsilamaktan vazgecmek bize rahat bir
nefes aldiriyor.
Kimin hayatini yasiyorsun? Girmek istedigin okul
evlenmek istedigin adam yapmak istedigin meslek gercekten senin istediklerin mi
yoksa dayatmalar mi?
Bunlarin yanitlarini verip kendine karsi gercekci
oldugunda artik baskalarina karsida gercekci olmanin zamani gelmis
demektir. Dusunsene insanlarin gonlunu hos etmek icin yillarca icindekileri
saklayip kivranip mutsuz gecirecegin uzun bir zaman dilimindense, karsindaki
hakkinda ne dusuyorsan acik acik soylediginde bu sancili donem kisa surecektir.
Ya Kabul goreceksindir yada artik hayatinda olmak istemeyeceklerdir ki bu da
seni uzun surecek bir karin agrisindan kurtaracaktir. Onceleri kimsenin hosuna
gitmese de sonunda onlar da alisacaklardir bu duruma degerliysen onlar icin.
Ekurilerin olsun hayatta, vakit
gecirmekten keyf aldigin insanlarla cevrele kendini. Hayata bakisindan
esinlendigin, kararlarinda seni destekleyip, seni sen olarak kabul edip
seni yargilamayacak, guldugun zaman
seninle gulecek dostlarin olsun yeter etrafinda.
* 15.02.1820 -13.03.1906 Amerikali Insan Haklari
Savunucusu 1900’lerde kadinlarin oy kullanma hakki icin mucadele vermis.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder