22.04.2012

Kar topu gibi yuvarlandikca buyuyorum!



Milleti mutlu edecegim diye kendinden gecmis tipler vardir ya iste  onlardan biri de benim. Biraz arastirdim da ‘Mennun edici Hastaligi’ meger bir tek bende yokmus.

Biz ‘memnun ediciler’ kendi vazifemiz olmayan ne varsa ustumuze aliriz, daha kimse yardim istemeden dunden raziyizdir angaryaya. Armut pis agzima dus misali  ‘nasil sorsam nasil soylesem kabul eder mi ?’ diye kivranmadan gelen teklifin, degeri bile yoktur cogu zaman onlarin gozunde hayatlarini kolaylastirmamizin. 

Bir de bakmissin o yardim ettigimiz sey gorevimiz oluvermis bir sure sonra.
Benim gibiler cevabimiz  ‘hayir’ olsa bile ‘evet’ cikar agzimizdan. 
Cikarcilar da bunu cok guzel kullanirlar.

Ben kolayca hayir diyebilmek istiyorum artik.
Bunun da ozgurlugumun bir parcasi oldugunu anladim sonunda.

Tipki Susan B.Anthony’in* dedigi gibi ‘Kartopu gibiyim yuvarlandikca  buyuyorum’ ben de buyudum cig olup uzerinize dusmiim (dusmeyeyim).

Gercekten ne istedigimizi ve nasil hissettigimizi analiz ederek baslamak en dogrusu sanirim. Cunku ne hissettigimizi ne arzu ettigimizi baskalariyla paylasmadan once kendimize itiraf edebilmeliyiz.

Mesela ask istemek guven ve yalnizlik korkusu mudur? Yoksa yetiskinligin dogasindan midir?  Neyse bu uzun konuyu ayrica yazarim..

Saglikli iliskilerde, kendimize saygimiz vardir en basta.. Evet veya hayir derken ne sucluluk duyariz ne kizginlik ne korku. Saygisizlik da yapmayiz ama kendimize yapilan saygisizliga da  tacize de dur demesini biliriz. Ortada bir sorun varsa eger bizden mi karsi taraftan mi kaynaklandiginin bilincindeyizdir, bizimse sorumluluk alir degilse de karsi tarafin sorununu kendimizinmis gibi kabullenmeyiz.  Sorumluluklarimizi paylasir karslikli anlayis icinde, ozgur ,huzurlu ve guvenli oluruz.

Ote yandan paspas olmussak bir kere herkese, herseye evet der cikarciliga, saygisizliga ve tacize goz yumariz. Tartismalardan kacindigimiz gibi baskalarinin hatalarini gormezden gelir ve sadece etrafimizdakileri memnun etmege ugrasiriz.

Ben yazmaya basladim hislerimi, zaten genelde insan en cok uclardayken verimli kararlar alir ya, iste istemeden evet dedigim zamanlarda artik kendi mutsuzlugumla savasmaktansa sucluluk duymadan hayir demeyi ogrendim.

Esin, arkadasin veya annen dahi sen sucluluk duymadan hayir diyemeyecegin birsey istediklerinde hemen yanit vermeyip kendine zaman tani bu zaman zarfinda  insanlarin senden beklentileri degil senin icinden gelen neyse onun kararini verip  yanitini bildir.

Beklentileri karsilamaktan vazgecmek bize rahat bir nefes aldiriyor.

Kimin hayatini yasiyorsun? Girmek istedigin okul evlenmek istedigin adam yapmak istedigin meslek gercekten senin istediklerin mi yoksa dayatmalar mi?

Bunlarin yanitlarini verip kendine karsi gercekci oldugunda artik baskalarina karsida  gercekci olmanin zamani gelmis demektir. Dusunsene insanlarin gonlunu hos etmek icin yillarca icindekileri saklayip kivranip mutsuz gecirecegin uzun bir zaman dilimindense, karsindaki hakkinda ne dusuyorsan acik acik soylediginde bu sancili donem kisa surecektir. Ya Kabul goreceksindir yada artik hayatinda olmak istemeyeceklerdir ki bu da seni uzun surecek bir karin agrisindan kurtaracaktir. Onceleri kimsenin hosuna gitmese de sonunda onlar da alisacaklardir bu duruma degerliysen onlar icin.

Ekurilerin olsun  hayatta,  vakit gecirmekten  keyf aldigin insanlarla cevrele kendini. Hayata bakisindan esinlendigin, kararlarinda seni destekleyip,  seni sen olarak kabul edip seni yargilamayacak, guldugun zaman seninle gulecek dostlarin olsun yeter etrafinda.





* 15.02.1820 -13.03.1906 Amerikali Insan Haklari Savunucusu 1900’lerde kadinlarin oy kullanma hakki icin mucadele vermis.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder